Kişinin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu

Ceza avukatlarımız kişinin huzur ve sükununu bozma suçu, unsurları, cezası konularında müvekkillerimize 1992 yılından beri avukatlık ve danışmanlık hizmetleri sunmakta ve ceza mahkemelerinde kendilerini gerek müşteki vekili ve gerekse sanık müdafi olarak temsil etmektedir.

Konu Başlıkları

İstanbul ceza avukatı ekibimiz ceza hukuku davaları konusunda edindikleri deneyim ve bilgiler çerçevesinde, müvekkillerimize en etkili sonucu sağlamak için avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedirler. Ülkemizde ceza yargılaması Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile yapılmaktadır. Türk Ceza Kanunu cezaları belirlerken, Ceza Muhakemesi Kanunu ise yargılamanın usul ve prosedürlerinin nasıl olacağını gösterir.

Ceza davalarına ilişkin olarak ceza avukatı kadromuz; şikayet dilekçesi ve eklerini hazırlamakta, Kollukta ve Savcılıkta ifade alınması sırasında hazır bulunmakta ve Ağır Ceza Mahkemelerinde sanık müdafi ve müşteki vekili olarak hizmet vermektedirler.

Kişinin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu Türk Ceza Kanunu madde 123’de düzenlenmiştir; “sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.”

Korunan hukuki değerin, kişisel yaşam alanı, mağdurun iç huzuru, kişinin hayatını biçimlendirme hakkı, huzur ve barış içinde yaşamını sürdürme hakkı ile psikolojik bütünlüğü, sağlığı ve iç hürriyetine yönelik ihlallerin olmasından dolayı “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığı altında yer almaktadır.

Huzur ve sükûn içerisinde yaşama, kişilerin iç huzuru ve hürriyeti bakımından önem arz eden hususlardan bir tanesidir. Bu suçta fail, kasten mağduru rahatsız etmekte ve mağdurun huzur içinde bir özel ve sosyal hayat yaşamasının önüne geçmektedir. Huzur ve sükunu bozan hareketler kişinin maddi ve manevi varlığına da müdahale teşkil eder.

Bu suç Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile koruma altına alınan haklar ile de sıkı bağlantı içerisindedir. AİHS m.8 de “Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.”

Söz konusu suç işlenirken kişinin özel hayatına ve aile hayatına direk müdahale edilmektedir. Anayasa ile koruma altına alınan “Temel ve Hak Hürriyetler” aynen şöyle belirtilmiştir; “Herkes kişiliğine bağlı, dokunulamaz, devredilemez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.”

Ayrıca Anayasa m.17/1 de “Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” denilerek kişinin huzur ve sükununu bozma karşısında maddi ve manevi varlığına müdahale edilmesi sonucunu doğuracağından bu hakkın korunması gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Maddi Unsurları

Suçun oluşabilmesi için gerçekleşmesi gereken hareketler ilgili kanun maddesinde aynen şöyle sıralanmıştır; ısrarla telefon edilmesi, ısrarla gürültü yapılması ve ısrarla hukuka aykırı bir davranışta bulunulması şeklindedir.

Bahsedilen eylemlerin kişinin huzur ve sükununu bozabilecek düzeyde olması seçimlik hareketlerin ısrarla yapılmasına bağlıdır. Ancak burada aranan ısrar fiilin niteliğine değil eylemlerin tekrarlanma sıklığına yöneliktir.

Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Faili

Kişinin huzur ve sükunu bozma suçu özgü suçlardan yani belirli niteliklere sahip kişiler tarafından işlenebilen suçlardan olmadığı için kişinin huzur ve sükunu bozma suçunun faili herkes olabilir. Tüzel kişilerin ise ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesi göz önüne alındığında bu suçun faili olmaları mümkün değildir.

Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Mağduru

Kişilerin huzur ve sükunu bozma suçunun mağduru huzur ve sükunu bozulması hedeflenen, iç huzuru bozulan, karar verme ve hareket etme özgürlüğüne müdahale edilen kişi veya kişilerdir. Bu suçun mağduru ancak gerçek kişiler olabilir. Tüzel kişiler ise, suçtan zarar gören konumundadır.

Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu Manevi Unsuru

İlgili kanun maddesinden anlaşılan fiilin veya fiillerin kişinin sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla yerine getirilmesi aranmıştır. Bu suçun kişiye isnat edilebilmesi için kişinin maksadının rahatsızlık verme saikiyle hareket etmesi gerekmektedir. Bu hususlar dikkate alındığında bu suç ancak doğrudan kast ile işlenebilir.

Suçun mağduru açısından herhangi bir kriter aranmadığından dolayı kişide yanılma durumunda gerçekleşen eylem eğer kişinin huzur ve sükununu bozma saikiyle gerçekleştirilmiş ise kast ortadan kalkmayacak ve fail cezalandırılacaktır.

Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda Teşebbüs

Bu suçun oluşması için her ne kadar netice unsuru önemli olmasa da kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda, suçu oluşturan hareketlerin bölünebilmesi söz konusu olduğundan suça teşebbüs mümkündür.

Fail, ilk defa seçimlik hareketlerden birini gerçekleştirdiği anda icra hareketlerine başlamış olur. Suçun tamamlanması için bahsedilen seçimlik hareketlerden bir veya birkaçının amacına uygun şekilde ısrarcı bir tavırla tekrarlanması gerekmektedir.

Bu tekrarın en az iki kez tekrarlanması veya mağdurun failin davranışlarını onaylamadığını, bu davranışların yapılmasını istemediğini açıkça veya zımnen bildirmesi buna rağmen haksız davranışın tekrarlanması durumunda suç tamamlanmış olacaktır.

Bu durumda ancak failin ilk davranışından sonra seçimlik hareketlerde ısrarcı davranmaması ve tekrarlamaması durumunda suçun teşebbüs aşamasında kalacağı düşünülebilir.

Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda İştirak

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, iştirak hükümlerinin uygulanması açısından herhangi bir özellik ortaya koymamaktadır. Söz konusu suçun faili herkes olabileceği için özgü suçlarda kategorisinde değil demiştik. Bu sebeple faillik, azmettirme ve yardım etmede iştirak edilmesi mümkündür.

Kişinin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçunda Yargılama

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun cezası, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabidir. Şikâyet eden, şikayetini fail ve fiili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde kullanmalıdır. Suçun dava zamanaşımı 8 senedir.

Bu suçun kovuşturulmasındaki görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.

Hükmedilen hapis cezası, adli para cezası seçenek yaptırımına çevrilebilir. Mahkumiyet kararında belirlenen hapis cezasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması da mümkündür.

Kişinin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu

Kişinin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu, Unsurları, Cezası için Bize Ulaşın

İstanbul’da faaliyet gösteren Legalixa Hukuk ve Danışmanlık Bürosu ceza avukatı kadrosu cezai şikayet, kovuşturma, soruşturma ve diğer ceza davası konularında müvekkillerimize avukatlık ve danışmanlık hizmetleri sunmakta ve ceza mahkemelerinde kendilerini temsil etmektedir.

1992 yılında kuruluşundan bugüne çalışmalarına devam eden Legalixa Hukuk ve Danışmanlık Bürosu‘na ve kişinin huzur ve sükununu bozma suçu, unsurları, cezası için avukat kadromuza İletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

error: Content is protected !!